Keloğlan’ın Maceraları

Yaz geldi Baybars kel oldu demek isterdim ama kazın ayağı öyle değil. Oğuz’un bütün karşı çıkmalarına rağmen Baybars’ın saçlarını düzelttirmek istiyordum ama kazıttırmak değildi elbette niyetim. Gittiğimiz berber ‘saçları gür değil makasla kesemem’ diyerek makinayla tıraş etmeye girişti hızlıca. Her türlü motor sesinden korkan zavallı oğlum çok ağladı. Gitti güzelim bukleler geldi keloğlan. Oğuz’u dinlemediğime ve Baybars’ı berbere götürdüğüme pişmanım. Bundan sonra da Baybars’ın saçlarını kendim kesmeyi düşünüyorum.


Berber sonrası büyük babanenin bahçesinde ‘leğende su keyfi’ yapan Baybars, saçlarının olmamasını pek umursamadı.

Bugünlerde Baybars çok hareketlendi.  İçinde devamlı tırmanma arzusu var. Geçen gün akvaryumun tepesinde yakaladım kendisini. Onun fotoğrafı yok çünkü fotoğraflamaya çalışmak yerine yere indirmeye çalışmak daha mantıklı geldi o sırada. İki hafta önce de zıplamayı öğrendi. Olduğu yerde zıplayabildiği gibi, gözüne kestirdiği her yükseklikten de zıplamaya çalışıyor. Oğlumuzu önce Shaolin’e yaz okuluna sonra da sirke yazdıracağız diye latife ediyoruz Oğuz’la.

Bebeklik saçları henüz kesilmemiş Baybars, kuşları gösterirken.

Keloğlan’ın Maceraları” üzerine bir yorum

Yorum Yazın