.
Bugünlerde Baybars gün boyunca bana bildiğim bütün tekerlemeleri söylettiyor. Hepsinden biraz biraz ezberleği kısımlar var. Meğer babası hiç tekerleme bilmiyormuş. Halbuki bizim çocukluğumuz hep tekerleme söyleyerek geçti. Tekerleme bilmeyenler için tekerlemelerimizi yazalım belki bu karlı günlerde sizin de dilinize takılır.
Üşüdüm üşüdüm daldan elma düşürdüm
Elmamı yediler bana cüce dediler
Cücelikten çıktım Beyoğlu’na gittim
Beyoğlu hasta çorbası tasta.
Leylek leylek havada
Yumurtası tavada
Gelmiş bizim hayata
Bizim hayat yıkıldı burnu çöpe tıkıldı.
Leylek leylek lekirdek
Hani bize çekirdek
Çekirdeğin içi yok
Kel Fatma’nın saçı yok
Süleyman’ın suçu yok.
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul’un şekeri
Hop hop altın top
Bundan başka oyun yok.
El el epenek elden çıkan kepenek
Kepeneğin yarısı yağlı koyun derisi
Girdim külhan içine
Külhan içi bit pazar
İçinde ayı gezer
Ayı beni korkuttu
Kulağını sarkıttı
Elma verdim yemedi
Sakız verdim
Şakkıdı şukkudu
Çiğnedi.
Benim küçükken en çok hoşuma gidense başa dönerek tekrarlanan tekerlemelerdi. Mesela;
Damdan düştü bir kurbağa
Titretti kuyruğunu
Onu gören bir avcı aldı götürdü onu
Mezarını kazdılar
Taşına şöyle yazdılar:
“Damdan düştü bir kurbağa
Titretti kuyruğunu
Onu gören bir avcı aldı götürdü onu
Mezarını kazdılar
Taşına şöyle yazdılar:
Damdan düştü bir kurbağa
(…)
-Yuf baba bu ne be?
-Fotoğraf makinası.
-Ne marka?
-Kodak marka körüklü.
-Kaç lira?
-Yüz lira.
-Yuf baba bu ne be?
-Fotoğraf makinası (…)