"A portrait of my children, once a week, every week, in 2016."Baybars & Sancak begged to walk in the rain with their umbrellas.
inspired by Jodi.
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2016."Sancak playing quietly while Baybars is at school.
Baybars being funny on the way home from school.
Her hafta fotoğraf çekmezsem eğer makineyi elime hiç almıyorum. Bu yüzden yeniden haftalık fotoğraf projesine katılmaya karar verdim.
inspired by Jodi.
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2014."
Sancak & Baybars made a bus out of chairs.
Ben dikiş dikerken Baybars ile Sancak sandalyelerden otobüs yaptılar. Baybars şoför (en önde görünmüyor) Sancak yolcu.
That’s it folks. This is the end of 52 weeks of portraits. I’ll be no longer joining Jodi and posting weekly portraits in 2015.
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2014."
Baybars: displaying many uses of the school crafts :)
Okul faaliyetleri bir süre duvarında durduktan sonra itinayla parçalayan Baybars bu aralar yarasalara merak saldı. Sürekli yarasalar hakkında konuşmak istiyor. Birkaç gün akşam olunca yarasa görmek için pencerede bekledi. Yarasaların kış uykusuna yattıklarını öğrendiğinden beri ise yazın gelmesini daha bir heyecanla bekler oldu.
Sancak: early morning walking on the frozen grass
20 aylık Sancak kelime hazinesine her gün yenilerini ekliyor; ‘hipo, çorba, aç, iç, çöp’ gibi. Çöp atmaktan ve getir götür işlerinden çok hoşlanıyor :).
inspired by Jodi.
Baybars: is about the empty the bin which he filled with the rocks at the park.
(boyama yaparken) kara surat da olur.. ama onlar zencefil çocukları, de mi?
………………………………………..
Elektrikler neden gitti?? Allah da gitti mi?!?
Sancak's favourite pastime activity is reading books
Ağabeyi okuldayken kendine kendine kitap alıp kucağına koyarak okuyan Sancak.
excuse the blurry photo and the mess but I must savour this moment of sibling love
Baybars ile Sancak artık çok güzel oynamaya başladılar. Özellikle sabahları kahvaltıdan sonra oyunlar kurup uzun süre eğleniyorlar.
Sancak drinking his juice from a cup
Sancak bir şeyi kendi yapmak istediğinde veya bir şeyi vermek istemediğinde ‘BEEM’ (been, beniim) diye bağırıyor. Bilhassa yemeğini kendi yemek istiyor. İki haftayı geçkin bir süredir evde bezsiz. Söylemeye yeni başladığı kelimelerse ‘tiiki, aayı, tabak, galk, oldu, on’ .
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2014."
Baybars & Sancak watching the first snow of the year.
Dün bu kışın ilk karı yağdı. Çocuklar heyecanla karın yağışını izlediler. Baybars’ı okula göndermeden bir on beş dakika kadar azıcık tutmuş olan karla oynadık. Akşama bütün karlar erimişti. Gece yatarken Baybars’ın ilk defa dua ettiğine şahit oldum. ‘Allah’ım çok kar yağsın, amin.’
inspired by Jodi.
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2014."
Baybars: loves to climb a tree and pose
Baybars kalem tutmayı ve taşırmadan boyama yapmayı öğrenmeye çalışıyor. Bir sürü ödev yapıyorum diye gururla anlatıyor. Geçen haftalarda öğrendiği tekerlemeleri tekrarlıyoruz sıklıkla. En çok da bunu söylüyoruz;
Kom kom kom kozalaklar
Esrarengiz yapraklar
İlkbaharda açacaklar
Sonbaharda solacaklar
Koş koş koş
Yaramaz kız
Sesini kıs
Pııs
Sancak: first collects then throws the leaves
Sancak’ın sayılı kelime hazinesi ilginç kelimeler barındırıyor. Mesela üç gün önce ‘bomba’ demeye başladı. Uçaklar kitabındaki bomba taşıyan uçağı inceledikten sonra. Bir de ‘geyik’ diyor her akşam yatmadan önce aslan’ın geyiği kovalamasıyla ilgili uyduruk bir ninni dinlediği için. Yapmayı en çok hoşlandığı şeylerden biriyse kitapları yanıma getirip ‘ogu’ demek.
inspired by Jodi.
"A portrait of my children, once a week, every week, in 2014."
Baybars: playing with the falling leaves.
– mikropların büyüteçleri var mı anne? büyütürler kendilerini, ben de görürüm basırım üzerlerine.
…………………………………………
– erkeklerin büyünce kolları üşümüyor. benim de büyüyünce kollarım üşümeyecek. (evde t-shirtle gezen babasına binaen)
Sancak: swims in the sea of leaves
Ağabeyi ona kızınca veya istemediği bir şey yapınca (misal elinden oyuncak almak veya kendi oyununa dahil etmemek gibi) ‘cıkcıkcık’ diyerek parmak sallıyor. Her lazımlığa oturduğunda mutlaka çişini yapıyor fakat annesinin henüz bezini açmaya cesareti yok üşeniyor da diyebiliriz.